Antibiyotik Halleri


1425729_10151901655058159_574275600_n
Antibiyotik içmek bana iyi gelmiyor. Hem belli saatlerde hasta olduğumu tekrarlıyormuş gibi oluyorum, hem de yan etki olarak beni depresif yapıyor, enerjimi düşürüyor, içimi karartıyor, vücut ısımı dalgalandırıyor, midemi bulandırıyor… kısaca beni daha çok hasta ediyor. Son zamanlarda anladığım kadarıyla fiyatı ucuzlamış, adedi ve tesiri azalmış. Çünküüüüüüü üçüncü kutuya başladım. Bitirmek gerektiği bilincine sahibim, kısaca ilaca bağlı mutsuzum 🙂
Acaba öyle mi ? “Bir şeyim yok”, “Ben iyiyim”, “Beni merak etme” gibi gelişi güzel söylenmiş cümlelerin derinliği konusunda kaç tane kalın kitap yazılır acaba. İnsan dediğin kapalı bir kutu. Bazen kapağı hafif aralık, bazen yan tarafında ince bir yırtık, az ışık alır, az içeri sızılır durumdadır. Hani içi dışı bir olarak bildiklerimiz var ya onlar külliyen yalan dermişim :)))))
Karşı tarafın müsaade ettiği kadar ona yaklaşabiliriz. Kendimden biliyorum, herkesin bir ateş hattı var. Ne yansın ne sönsün isteriz. İçten içe de stabil durumu muhafaza ederiz. Kendimize çizdiğimiz sınırları geçme gayretinde olanlar arada çıkıyor, onlarında niyetlerini anlamaya çalışırken hem elçiyi yıpratır hem de zaman kaybederiz.
Bir de bana yaklaş, azıcık, uğraş türünden, eşilmeye, deşilmeye müsait tiyo veren cümleler var kiiiiiii bunların çoğunu da dinleyenler duyduğu gibi anlayıp geçiyor. Mesela “Merak edilecek bir şey yok”, “Biraz canım sıkkın ama kayda değer bir şey yok” gibi. Tüm bunlara havadan ,sudan kaynaklanan geçici öylesine söylenmiş cümleler diye bakınca kimsenin kimseye bir faydası dokunmuyor. Halbuki bunlar çoğunlukla kapı aralayan, iyice bir yoğunlaşırsan sana anlatıcam mesajları taşır.
Birbirimize kaliteli zaman ayıramıyoruz. Birbirimizi anlamadan, iyi dinlemeden sevdiğimizi sanıyoruz. Sonrası, sonrası da kendi kendine konuşan, konuştuklarının doğruluğuna inanan bir sürü insan.
Konuşamayanlar yazıyorlar mı acaba ? Yazanlar çıkıyor da, istedikleri gibi yazanlar az çıkyor, ben yazmaya meyilli, yazmak için gönüllüyüm amaaaaaaa daha çok okudukça, daha çok gezip gördükçe, daha çok öğrendikçe kapanıyorum 🙂 Çok bilmek de ifade zorluğuna yol açıyor, yazdıkların “Olmamış, anlatamadım” kaygısı taşıyor.
Nereden nerelere konuyu taşımayalım 🙂 İnsan saatlerce sohbete muhabbete değil, içten bir “Merhaba, nasılsın ?” a tav oluyor çok zaman. Mutsuzluğun kaynağı yeterince oluşmamış şartlar, “ille de benim istediğim” gibi tutumundan vazgeçersek, biraz esner, biraz da gözlerimizi sağda solda gezdirirsek oluyor valla 🙂 Bir de nedenini bilmek lazım, bunun içinde en azından insanın kendine karşı dürüst olması gerekiyor, bak o da zor, unutmaya kıyamadıklarımız var :)))) Bizi hırpaladıklarını bile bile bir köşede tuttuğumuz insanlar, anılar var.
Toplu bir temizlik, bir arınma hali kesin çözüm olabilir de , nerdeeeee biz de o yürek… 🙂

Yorum bırakın

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑